Yekcihet

Hüznün karanlığında aydınlanmaya talip olan kişi, üç güzergâhla
karşılaşır. Muhakkak ki bu üç güzergâh, Bir olanda birlenir. Her biri, o tek
Yol’a çıkar. Fakat her güzergâha Yol’un tavrı bir değildir. Kimi Yol’a yol
olur, kimi Yol’a dert olur.
Birinci güzergâh, dünya ile meşgul olup, ahiretten uzak
olandır. Muhakkak ki bunlar, helak olurlar. Dünyanın telaşına yenik düşmek,
cehennemin közüne talaş olmaktır.
İkinci güzergâh, ahireti hoş eyleyip, dünyayı kendinden uzak
kılandır. Bu kimseler, kurtuluşa erenlerdir.
Dünya hayatını bütünüyle boş verip, ahirete meşk edendir. Lakin bu
kimselerde iktisad edenlerden değildirler. Çünkü dünyayı hiçe saymak;
evlilikten, dost ilişkilerinden, halka fayda sağlamaktan ve daha birçok
güzellikten feragat etmektir. Hal böyle iken birçok sünnetten ve Kur’an
hükümlerinden mahrum kalınmıştır. Öyle ki, gayemiz: Dünyayı hiçe saymak değil,
dünyayı Hiç’e satmaktır.
Üçüncü güzergâh ise ahireti düşünerek çalışıp, iki iklimi
bir arada kucaklamaktır. İşte ahiret düzleminde dünyayı düzen kimseler, iktisad
edenlerdir. İktisad rütbesine ancak maişetten ayrılmayanlar varabilir. İlahi
nizamın edepleriyle edeplenmek, dünyevi seçimleri hayırlı kılar. İşte üçüncü güzergâh
bu denli zordur. Engeli aşıp geçmek yetmez, halk için o engeli kaldırmak gerekir.
Halkın ferahı için çabalayıp, Hakk’ın felahına ermektir.
Nebe suresinin 11. Ayetinden anlaşılır ki: Gündüzü geçim
vakti kıldık, buyrulmaktadır. Dolayısıyla günün aydınlığı rızık ve nasiplerin
dağıtıldığı dilimdir. Nitekim günümüz işleyişi de bu duruma uyumlu olarak
ilerlemektedir. Mesele, rızka talip olmaktır. Emek ve gayret ekseninde hareket
etmektir. Muhakkak ki Allah, gayreti gören ve takdir edendir. Emekleri zayi
etmeyendir.
Hani her nasip vaktinin eseridir, demiştik ya azizim; işte
bu esaretten kurtulmak için kefaret gerekir. Bu kefaret, şükür, niyaz ve gayret
üçgeninde ödenir. Hâsılı kelam, yol da yol almak için gayret gerekir. Gayret,
yolun kudretini bilmektir. Kudret ise sahibine âşık olmayı gerektirir. Yolun,
Aşk; gayretin, Aşk’a âşık olmak olsun. Vesselam…
Ramazan Musluoglu
İkaz: Her hakkı mahfuzdur. Bu sebeple yazının bu sayfadan başka bir yerde neşredilmesi yasaktır. Ancak kaynak gösterilmesi ve bu sayfaya doğrudan aktif bağlantı verilmesi şartıyla iktibas edilebilir. Eser sahibinin tayin ettiği usule bağlı kalmak suretiyle bu yazının her türlü neşri, 5846 sayılı Kanun hükümlerine tabidir.