31 Ocak 2022
Bil ki söz, konuşanın vasfıdır. Konuşanın kalbinde nur varsa, işiten de manevi olarak istifade eder ve uyanır. Bu nurun tezahür etmesi ise söylenen sözdeki fiiliyatın, söyleyen kişide barınmasıdır.
Bil ki söz, konuşanın vasfıdır. Konuşanın kalbinde nur varsa, işiten de manevi olarak istifade eder ve uyanır. Bu nurun tezahür etmesi ise söylenen sözdeki fiiliyatın, söyleyen kişide barınmasıdır.
Aziz yoldaşım, Hüznün Karanlığı’nda yol alırken, o derin ve kadim karanlığın yalnızca bir son olmadığını, bilakis bir başlangıç olduğunu idrak ettik.
Gördük ki tasavvuf, insanın Allah'a vuslat yolunda katettiği mesafeleri değil; o mesafelerde yitip giden benliğini bulduğu bir seyran yeridir.
Bir şehir ki, asırlık rüyaların kundağında sallanır. Bir şehir ki, kalplerin nabzında çağlar. Bir şehir ki, göklerin sırrını yeryüzüne indirir. Bir şehir, İstanbul...
İnsan düşüncesinin en soyut ve derin alanlarından biri olarak kabul edilen felsefe, insan aklının ulaşamayacağı pek çok hakikati ortaya koyan dinimiz karşısında ziyadesiyle yetersiz kalmıştır.
Tarikatlar, biz Müslümanların mücahit ocaklarıdır. Tarikatın gayesi, kişiyi İslam’a daha sıkı bağlamaktır. Bir toplum, herkesin birey indinde kendini düzeltmesiyle sağlıklı bir toplum olur.