31 Ocak 2022
Sözümde hürmet, bir mesafe ve haddini bilerek; kendi küçük yerimden, aynı davanın yolcusu olmanın getirdiği sadakatle konuşuyorum.
Sözümde hürmet, bir mesafe ve haddini bilerek; kendi küçük yerimden, aynı davanın yolcusu olmanın getirdiği sadakatle konuşuyorum.
Biliniz ki usul, bir ilmi tevazu, bir sabır ve bir ihsan tarihçesidir. İçinde bulunduğumuz zaman itibariyle, ümmetin dertleri yalnızca iktisadi daralma veya siyasi dünya telaşı değildir.
Bil ki söz, konuşanın vasfıdır. Konuşanın kalbinde nur varsa, işiten de manevi olarak istifade eder ve uyanır. Bu nurun tezahür etmesi ise söylenen sözdeki fiiliyatın, söyleyen kişide barınmasıdır.
Kalbin, bir sırlar mahzenidir. Ne meleklerin kalemi yazabilir, ne şeytanın pençesi bozabilir. İhlas, o pınarın kendisidir. Allah ile arandaki bir ant, bir yara ve küfre başkaldırıdır.
Ey Türk milleti! Kalb-i selîminle dinle, ruh-u âlînle hisset: Pakistan, ümmetin bir kalesi, tevhidin bayrağı, Keşmir ise bu mukaddes dâvânın mihrâbıdır.
İnsan düşüncesinin en soyut ve derin alanlarından biri olarak kabul edilen felsefe, insan aklının ulaşamayacağı pek çok hakikati ortaya koyan dinimiz karşısında ziyadesiyle yetersiz kalmıştır.